“Yürümekle yollar aşınmaz” demişti Demirel…
“Yürü ya kulum” dedi Rabbim. Yürü ki ense tıraşın görünsün demedi Belediyem…
Neydi o halimiz öyle? Obeziteye teslim olmuşuz. 12 Kişilik iftar sofrasına anca 7 kişi sığabildik. Her birimiz tonajlı tanker gibi, manevra zorluğu içinde. Tuzu istiyorsun, başlı başına sorun. Elden ele geçirirken bile liman vinçleri gibi ağır ağır geliyor tuzluk.
Hele zavallı ekmek sepeti, perişan! Gitti gitti geldi, gitti gitti geldi. Allah sizi inandırsın, bir ara garsonlardan birini göremedim, hemen tabağımı kontrol ettim. Çocuk masaya servis yaparken ara sıcak olarak gitmesin diye. Sonradan fark ettim ki başka masayla ilgileniyor. Yememişiz.
Daha sofraya otururken performansımızın ne olacağı belliydi. Ezan okunmadan 15 dakika önce iftariyelik tabakları çaktırmadan boşaltılmış, masaya konan su dibini bulmuştu. Hepimizin oruçsuz olduğu anlaşılmıştı ama top henüz patlamamıştı. Çorba gelince daha ezan okunmadan ekmek istememizden garsonlar biraz huylandı ama elden ne gelir. İftar saati geldiğinde masada üçüncü ekmek sepeti yerini aldı.
Garip olan masaya oturma ile iftar saatine kadar doyumluk beslenmemize rağmen hiç kimsenin ağzı oynamadı. “Çaktırmadan yeme” konusunda uzmanlaşmışız zahir. Etraftaki masaların da durumu bizden farklı olmadığından hoşgörü de ağır basmış elbette.
Ha sahi asıl konuyu yedik bu arada, ULAŞIM ZAMLARI kâbus gibi çöktü. Önce bunu belediyenin tasarrufu zannettim ama biraz sağlıklı düşününce HALKIMIZA HİZMET zincirinin bir parçası olduğunu hemen anlayıverdim.
Malumunuz, zengin, fakir herkes topaç gibi. Bir de ramazan girince durum iyice vahim. Bakmış yetkililer her pazartesi başlanması gereken rejime hiç kimse başlayamıyor, çözümü böyle bulmuşlar. Metro ve otobüslere yüksek zam yaptılar. Kimsecikler binmesin diye.
Şimdi tıpış tıpış yürüme zamanı. Mesafeye göre daha erken yola çıkacaksın. Hem eşi dostu görür sohbet ede ede gidersin, uzun uzun hasret giderir ve de toplumsal ilişkiyi perçinlersin. Sıkış tepiş vagonlara tıkılmak yerine ferah feza yolculuk. Önünden geçerken fark edemediğin yatırımları da yakından inceleme fırsatın olur.
Dikilen çiçekleri koklar, etraftaki çamların kozalaklarını da toplama fırsatı bulursun. Yürü bakalım ufuklara doğru emin adımlarla, mesai başlamadan varman gereken yerlere.