BİR MAÇTAN ÇOK ÖTE ! 

BİR MAÇTAN ÇOK ÖTE ! 
Bursaspor ve Eskişehirspor...
Hem sahada hem de tribün devrimleriyle Türkiye'deki malum üç kulübe endeksli futbol anlayışına karşı çıkabilen iki büyük camia.
Tribünlerinden başlayalım...
Bir tarafta kurulduğu 1963 yılından itibaren stadını dolduran ve binlerce taraftarıyla deplasman yapmaya başlayan, yeni yeni tribün şovları icat eden ve bu kültürü Türk futboluna yerleştiren Bursaspor, diğer tarafta 1965 yılıdan itibaren efsane amigosu Orhan ve O'nun yönettiği muhteşem tribün orkestrasıyla bu sahneye farklı bir heyecan getiren Eskişehirspor...
Bu iki büyük güç İstanbul'un gözünü en başından itibaren korkutmuştu.
Binlerce yeşil beyazlı Eminönü'nde vapurlardan inip kolkola Galata Köprüsü'nden Dolmabahçe'ye, O zamanki adıyla Mithatpaşa Stadı'na çıkarma yaparken, Eskişehirsporlular da binlerce kişiyle Türkiye'nin ilk koreografilerini meşhur sloganları eşliğinde İstanbul statlarında sergiliyorlardı.
Her iki tribünün öylesine güçlüydüler ki onlara karşı İstanbul medyasının 60'lı yıllardaki manşetlerinde "İstanbul Seyircisi birleşmeli" başlıkları atılıyordu. Ama bu pek mümkün olamıyordu haliyle.
Karşılarında İstanbul'dan rakip bulamayan iki tribün bir ara birbirlerine de sarmışlardı.
Öyle ki 1966'nın baharında Bursa'daki maçta Türkiye futbol tarihindeki ilk tribün olayları yaşanmıştı.
Yaralılar taraftarlar, parçalanan, derelere atılan araçlar, kesilen yollar ve iki şehri birbirine düşman edecek bir atmosfer oluşmuştu.
Neyse ki ortak bir amacı hedefleyen iki camia bu nahoş durumdan çabuk kurtulup yine İstanbul futbol tiyatrosuna karşı mücadelelerine devam etmişlerdi.
İki büyük tribün frenlemekte zorlandıkları enerjileriyle zaman zaman yükselip arada ufak tefek atışmalar yaşasalar da hem rakip hem dost olmayı daha çok sevdiler.
Bu arada yeşil sahada da başarılıydılar.
Sahada Kırmızı Şimşekler Fethi Heper'leriyle, İsmail Arca'larıyla Yeşil İnciler de Mesut'larıyla, Ersel'leriyle boy gösteriyordu.
Eskişehirspor ve Bursaspor o zamanki adıyla Birinci Lig'de şampiyonluk  kovalarken Bursaspor yıllar sonra bunu başararak verilen onurlu mücadeleleri boşa çıkarmamış oluyordu.
İki camia arasında yıllar boyu tatlı bir rekabet ama ortak bir amaç vardı.
Ülke sorunlarına da duyarsız kalmadılar. Özellikle vatan hainlerine  gereken mesajları hep verdiler.
İşte Anadolu'nun bu iki devi yine bir ortak amaç için biraraya geliyor.
Hem de son derece kutsal bir amaç için.
Bu kez konu futbol değil, geleceğimiz.
Bir süredir doğa katili vatan hainlerince yakılan ormanların yeniden yeşerebilmesi için Yeşil beyaz ve Kırmızı Siyahlılar 16 Ağustos Cumartesi günü geliri yeni ağaç dikimlerine bağışlanmak üzere bir maç yapacaklar.
Anadolu'nun iki köklü camiası yine örnek teşkil edecek bir işe imza atacaklar.
Anlayacağınız yıllardır Türk futboluna saldıkları derin kökleri dağlara, tepelere, ovalara da salacaklar. 
Organizasyonu hayata geçiren Bursaspor ve Eskişehirspor başkanları başta olmak üzere o gün tribünde yer alacak olan herkesi kutluyorum.
Hem iki efsane kulübü canlı izleyecekler hem de alacakları maç biletleriyle dikilecek ağaçlarla kendileri adına geleceğe büyük bir hatıra bırakmış olacaklar.
Böylesi bir fırsat kolay kolay bir daha gelmez.
O yüzden de kalan az sayıdaki biletin de hızla tükeneceğini düşünüyor ve cumartesi gününü sabırsızlıkla bekliyorum.
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ