<div><strong>Bir Trabzon Klasiği: Uzungöl’ün Büyüsü</strong></div> <div><strong>Doğal güzelliğiyle büyülüyor, ticaretle değişiyor</strong></div> <div>Trabzon denince akla gelen üç yer vardır: Ayasofya Camii, Sümela Manastırı ve Uzungöl. Kimi için bu üçlü klasikleşmiş bir tur rotasıdır; ama aslında her biri kentin tarihini, inancını ve doğasını temsil eden birer simgedir. Bu duraklardan birini görmeden Trabzon’u gezmiş sayılmak zordur.</div> <div>Bu kez rotamız Uzungöl’dü. Şehir merkezinden 99, Çaykara’dan 19 kilometre uzaklıktaki bu doğa harikası, yıllardır hem yerli hem yabancı turistlerin gözdesi. Ulaşım için özel araç, minibüs ya da tur seçenekleri mevcut. Yol boyunca uzanan yeşil yamaçlar, sisle dans eden ağaçlar ve temiz hava insanı daha göle varmadan büyülüyor.</div> <h4><strong>Yeşilin Her Tonuyla Bir Cennet</strong></h4> <div><strong></strong></div> <div>Uzungöl, bir heyelan sonucu oluşmuş. Yaklaşık bin metre rakımda, çoğu zaman bulutların içinde kalan bu göl, güneşli bir havada yakalandığında bir tabloyu andırıyor. Biz şanslıydık; gökyüzü açıktı, doğa tüm renklerini cömertçe sergiliyordu.</div> <div>Göl çevresinde yürüyüş yolları, bisiklet parkurları, ATV ve su bisikleti gibi aktivitelerle ziyaretçilere keyifli bir gün sunuluyor. Hatta kimi broşürlerde helikopter turlarından bile söz ediliyor ama buna rastlamak pek mümkün değil. Uzungöl, artık sadece bir doğa durağı değil; canlı bir turizm ve ticaret merkezi haline gelmiş durumda.</div> <h4><strong>Gastronomi: Trabzon Sofrasının Zenginliği</strong></h4> <div>Uzungöl gezisini Trabzon’un yöresel lezzetleriyle tamamlamak şart. Şehir, sadece doğasıyla değil mutfağıyla da iddialı. Tereyağında pişen <strong>hamsi</strong>, bol mısır unuyla yapılan <strong>kuymak (mıhlama)</strong>, taze fasulyenin ustaca yorumlandığı <strong>fasulye turşusu kavurması</strong> ve <strong>karalahana sarması</strong> bu toprakların vazgeçilmezleri. Göl çevresindeki restoranlarda taptaze <strong>alabalık</strong> yemek, manzaranın içinde lezzetli bir mola vermek demek. Kahvaltılarda bölgeye özgü <strong>minci peyniri</strong>, <strong>kaygana</strong> ve fırından yeni çıkmış <strong>vakfıkebir ekmeği</strong> sofrayı taçlandırıyor. Trabzon’un doğası kadar mutfağı da ziyaretçisine iz bırakıyor.</div> <h4><strong>Doğal Güzellik mi, Ticari Dönüşüm mü?</strong></h4> <div><strong></strong></div> <div>Son yıllarda artan turizmle birlikte fiyatlar da yükselmiş durumda. Bazı işletmelerin yerli turistlere karşı mesafeli tavırları, ziyaretçiler arasında rahatsızlık yaratıyor. Özellikle Arap turist yoğunluğu, bölgenin çehresini belirgin biçimde değiştirmiş durumda. Hatta hediyelik eşya dükkânlarında Arap futbol takımlarının atkılarını görmek artık sıradan bir manzara.</div> <div>“Uzungöl doğallığını kaybetti” diyenlerin sayısı az değil. Ancak buna tamamen katılmak zor. Evet, yapılaşma arttı, göl çevresi eski sade halinden uzaklaştı. Ama Uzungöl hâlâ o büyüsünü koruyor. Suyun üzerindeki sis, ağaçların kokusu, dağlardan süzülen suyun sesi hâlâ aynı.</div> <h4><strong>Yukarıdan Bakmanın Keyfi</strong></h4> <div><strong></strong></div> <div>Uzungöl’e gidenlere küçük bir tavsiye: Gölü yalnızca kenarından değil, yukarıdan da seyredin. Gölün girişindeki caminin sağından zikzaklar çizerek tırmanan yolda manzara her adımda daha da güzelleşiyor. Tepelerde küçük restoranlar, seyir terasları ve piknik alanları bulunuyor. Biz de bu manzarayı yukarıdan izleyerek gezimizi noktaladık.</div> <div>Biraz daha keşif yapmak isteyenler için, gölün yaklaşık 25 kilometre güneyinde yer alan <strong>Yedigöller</strong> bölgesi de görülmeye değer. Yolu zorlu ve genellikle sisli olsa da doğası büyüleyici. Aygır ve Balık gölleri araçla ulaşılabilen iki güzel durak. Sisli olmayan bir günde giderseniz, doğanın sessizliğinde kaybolmanız işten bile değil.</div> <h4><strong>Son Söz</strong></h4> <div>Evet, Uzungöl değişti. Daha kalabalık, daha ticari bir yer haline geldi. Ama gölün ortasında süzülen o ince sis, çevresini saran ladin ağaçlarının kokusu ve suyun huzur veren sesi hâlâ aynı.Kısacası; Trabzon’a yolu düşen herkes için Uzungöl hâlâ <strong>olmazsa olmaz</strong> bir durak.Ve bazı yerler vardır, yıllar geçse de büyüsünü asla kaybetmez. Uzungöl de onlardan biri.</div> <div> </div>